|
|
|
 |
AŞKA VE SEVGİYE DAİR HERŞEY BURADA |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
|
 |

AŞK
Aslında biten değil, bitmeyen aşklar acı verirler...
Aslında, dibine kadar yaşadığın değil, doymadan kalktığın aşklar ızdırap verirler...
Aslında, karşındakinin suçlu olduğuna değil, kendinin
suçlu olduğuna inandığın aşklar, hayatı mahvederler...
Sorumluluğu karşı tarafa değil, kendine de yıktığın aşklar, içini acıtırlar...Cız ettirirler...
Aşkın acısı, keşkelerin sayısıyla orantılıdır...
Keşkeler fazlaysa, aşkın acısı çoktur..
Keşkeler yoksa, artık aşk da yoktur...
Aşkı bitirmek, suçun karşı tarafta olduğuna inanmaktan geçer...
Suçun karşı tarafta olduğuna inanamayanlar, keşke şunu da yapsaydım diyenler, aşkı bitiremezler...
Aşkı bitirmiş gözükseler de, acıyı yok edemezler...
Aslında biten değil, bitmeyen aşklar acı verirler...
Kalbin çok önemli gördüğü birini, sevme, arzulama ve içinde hissetme durumudur aşk...
Dibine kadar yaşayıp tükettiğin değil, doymadan kalktığın, hala arzuladığın aşklar ızdırap verirler...
Artık ulaşamazsın...
Oysa hala ulaşmak istersin...
Aşk ya direkten dönmüştür...
Ya da bir nebze yaşanıp, yarım kalmıştır...
O durumda yarım kalan ya da direkten dönen sevgiliyi görmek istemez insan...
Umudu yoksa görmek istemez...
Umudu varsa, yarım kalan aşkı takip etmeye devam eder...
Kadın ve erkeğin yarım kalan aşkları değişiktir...
Kadın yarım kalan aşkının, bir başka kadınla mutlu olmasını hiç istemez...
Onu biriyle görmek istemez...
Mutluluk haberini duymak istemez...
Hele hele evlendiğini hiç işitmek istemez...
Acı çeker...
Acı öfkeyi biriktirir...
İntikamı çağırır...
İntikam, nispet yapacak erkekleri buldurur...
Yarım kalan aşklar, ihtiras ve intikamlarla dolu egolarca yerlerde sürüklenir...
Çamura bulanır, balçıkla sıvanır...
hayatta vazgeçemeyeceğiniz şeyleri
sıralarken sevgilinizin adını
söyleyebiliyor musunuz?Her şeyden vazgeçerim ama ondan asla
diyebiliyor musunuz? İşte ancak o zaman gerçekten seviyorsunuz demektir.
Çok sevin, çok sevmekten korkmadan sevin. Korkuyla aşk bir arda olmaz.
Korkunun başladığı yerde aşk biter.
Öyle çok sevin ki güne onunla başlayın. Yanınızdaysa, uykudan uyanır
uyanmaz deyip sarılın. Öyle çok sevin ki yanınızda
değilse uyanınca aklınıza gelen ilk düşünce o olsun. Yatağınızdan kalkıp
güne doğru ilk adımlarınızı attığınızda dudaklarınızda onun adı olsun.
Yüreğiniz gün boyu sadece onun için çarpsın.
Öyle çok sevin ki pencerenizi açtığınızda onun kokusu girsin içeri.
Doğadaki tüm çiçekler sevgiliniz koksun. Çekin içinize kokusunu,
hücrelerinize yayılsın.
Öyle çok sevin ki rüzgar olsun essin, güneş olsun açsın, yağmur olsun
yağsın. Bugününüz olsun, yarınınız olsun, her şeyiniz olsun. Siz onsuz
olmayın, o da sizsiz. Ağladığınızda, güldüğünüzde yanınızda olsun.
Ö
yle
çok sevin ki kaybetme korkusu sizi deli etsin.Sen gidersen ruhum
da seninle birlikte gider diyecek kadar çok sevin. Onu her şeyiyle
kabul edecek kadar çok sevin.
Öyle çok sevin ki yıllar yıllara eklenirken, şöyle bir geçmişi yoklamak
için geriye dönüp baktığınızda başınıza gelen iyi şeyin o olduğunu
düşünebilin.Ya o olmasaydı, nasıl geçerdi bu hayat
diyebilin.
Öyle çok sevin ki ömrünüzü onun yoluna adayabilme cesaretini bulun
kendinizde.Yoksan, yokum bende diyecek kadar çok sevin.
Öyle çok sevin ki onsuz geçirdiğiniz her gün kaybınız olsun. Geri dönüp o
günleri getirmeniz mümkün değil ama, bir sonra ki günü iki günlük
yaşayın. O olmadan geçirdiğiniz zamana hep yanın.
Kimi severseniz sevin, ama çok sevin. Yarım yamalak sevdalar uzak olsun
size. Bir koca yıl var önünüzde. Sevmeyi seçmek sizin elinizde. Aşk, bir
yere gitmiyor, dibinizde sizi bekliyor. Bu yıl hayatınızda sevebileceğiniz
biri olsun. Aşk olsun....
Sizi sizin kadar tanıyan biri
sizi düşünen, düşünmeyi öğrenmiş,
sakin, uslu, efendi, oturmayı kalkmayı bilen,
sevmeden edemediğiniz biri
size sizi anlatmayı herşeyden çok seven,
sizin için çok şey başarmaya hazır biri
bazen biraz fazla konuştuğundan yakındığınız ama ne söylediğini
bildiğinden hep emin olduğunuz,
sizi tanıdığı kadar kendini ve hayatı tanıyan biri
yalnızca eşinize anlatabildiğiniz sırlarınızı anlatmaktaN çekinmediginiz,
bazen düşüncesine şiddetle ihtiyaç duyduğunuz biri
sabahın üçünde ´ayıp olur mu´ diye endişelenmeden arayabildiğiniz
ve
üçüne beşine bakmadan size duymanız gerekenleri söyleyen,
gecenin o karanlığında kalkıp ışığı yakan,
masasının başına geçen biri
kaleminiz, kağıdınız,
aynanız, saatiniz, kravatınız olan,
bazen gölgeniz olan biri
ve
bazen vicdanımız,
bazen de uykusuz bıraktıgınız için,
vicdan azabınız olan biri...
Hayatınız da böyle biri ... var mı ?
Varsa,kıymetini bilin.
Ve sessiz... Ve kimsesiz...
Bir vapur kalkar köpük köpük yüreğimin en tehlikeli sularından sana doğru.
Beyaz bir güvercin havalanır kanat çırpışı kalp atışlarımla eşzamanlı.
Beyaz bir bulut olur umutlarım o vapurun kapkara bacasından gökyüzüne süzülen.
Bir yudum damıtılmış aşk olur gözyaşım boğazımdan süzülen.
Biliyorum sessizce yutkunup ağlamasak bağırsak söz olur.
Ya da duyursak cihana, bir tefrika sunsak aşkımıza dair...
Kimbilir belki göz olur.
İyisimi böyle sessizce çığlık atalım sevgilim. Bırakalım o vapur bağırsın avazı çıktığı kadar bizim yerimize aşkımızı mavi sulara.
Bırakalım o güvercin fısıldasın her kanat çırpışıyla aşkımızı kainata.
Ve bırakalım o beyaz bulut yağsın insalığın üzerine gözyaşlarımızla.
Islansın dost düşman cümlesi bilmeden yağmurun gözyaşlarımız olduğunu.
Islak tenin gibi buğulu bu gece oldukça nemli... Gözpınarların gibi...
Ve sessiz...
Ve kimsesiz...
Aşk biter... İçin hüzün doludur.
Bir yanın bittiğini kabul etse de diğer yanın, "
Belki daha yapılacak bir şey vardır" der.
Öylece durup gözlerinin içine bakarsın.
Sana yeniden, "Gel" demesini beklersin. "Ben de senden ayrılamam" demesini beklersin. Ama o söz hiç çıkmaz ağzından, duyamazsın.
Gururlusundur, istenmediğin yerde durmazsın. Üstelik ihanet vardır işin içinde. Ağzından, "Evet, bence de bitmeliydi bu aşk" sözcükleri çıkar ama buna sen bile inanmazsın. Gururun sana oyun oynamaya başlar.
Önce, " Belki biraz zaman vermeliyiz birbirimize" diyerek gururunu ucundan köşesinden yemeye başlarsın. Öyle bir an gelir ki, "Ne olur ayrılmayalım" demeye kadar vardırırsın. Bu sözleri nasıl söylediğine inanamazsın.
Onun sıcaklığını hiç kimsede bulamayacağını bilirsin. Kimse onun gibi gülemez, kimse onun gibi dokunamaz. Kimseyi onun kadar sevemezsin. Bunlar içini sıkar. Nefes alamaz hale gelirsin. Ne geceler gecedir, ne uykular uyku. Artık birkaç dakika huzurlu uykuya hasretsindir.
Uyuyamazsın.
Ondan gelecek bir tek haberi umutsuzca beklersin. Telefonun yanında kaç gece sabahladığını hatırlayamazsın. Beklemek ölüm gibi gelir insana. Aslında ölüm fikri de pek garip değildir artık.
Öylesine umutsuz kalırsın ki, ölümü tek çare olarak görmeye başlarsın. Ölümle ilgili planlar yaparken bile onun tekrar geri dönme olasılığını hiç aklından çıkarmazsın. Bu yüzden ölemezsin. Hayat devam ediyordur ama bir şey hep yarım, hep eksiktir.
Yüreğin asla eskisi gibi atmayacaktır. Başka aşklar seni kandıramayacaktır. Kiminle beraber olursan ol, onu her zaman hatırlayacaksındır. Yıllar sonra bile olsa bir gün sana, "Gel" dese nerede ve kiminle olduğuna bakmadan ona koşacaksındır.
Kahredici bir gerçektir bu. Bunu bilmek çok daha acı vericidir. Katlanırsın çünkü acı senin kardeşindir. O kim bilir kiminle, hangi mutlu hayatın içinde yeni aşkının adını çıkarmaktadır. Bunu da bilirsin. Bilirsin ama...
Ayrılamazsın!!!
Hiçbir ilişki sadece mantık üzerine kurulmaz...
Aynı şekilde sadece aşk da mutlu olmaya yetmez.
İlişki, dünyanın en zor işidir ve uyulması gereken kuralları vardır.
Kabullen:
İki şeyi kabulleneceksin. Birincisi "aramızda iktidar problemi olmasın şekerim" gibi girişimler tamamen hayalcidir; kabul edeceksin. İkincisi, bir insanın bir başkasını hep aynı şiddette sevmesi mümkün değildir, bunu da kabul edeceksin.
İzin ver:
Karşındakinin kendisi olmasına izin vereceksin; en sana uymayan yanlarını bile budamaya kalkmayacaksın. Sen de uyum sağlamak için kendini eksilten bir çabaya girişmeyeceksin. Bu, hiçbir zaman sandığın kadar iyi olmaz; her zaman sandığından kötü olur.
Belden aşağı vurma:
Hiçbir kavgada, asla belden aşağı vurmayacaksın. Onun kişiliğini yıkacak şeyler söylemeyeceksin; onun zaaflarını kavgada koz olarak kullanmayacaksın. Sevdiğin insanla "yenmek" için kavga etmeyeceksin.
İki kişilik evren kur:
Kanepede uzanıp yaptığınız dedikodularla, komik küçük sohbetlerle sadece ikinizin anlayacağı bir dil ve bu dilin etrafında iki kişilik bir evren kuracaksın. Dünya işleri zaten ağır; sen hafifleteceksin!
Onun tarafını tut:
Ne olursa olsun üçüncü kişilerin yanında ve üçüncü kişilere karşı onu tutacaksın! Hiç "objektif" gibi görünmeyebilir bu sana ama zaten ilişki subjektiftir.
Yıkılma:
En ölümcül haller dışında hiçbir üzüntünde onun üzerine yıkılmayacaksın. O senin doktorun, psikoloğun değil, sevgilin. Kendi derdini mümkünse kendin halledeceksin.
Emek harca:
İlişkinin ihtiyaçlarını hassas bir görüş ile saptamaya gayret edeceksin. Örneğin onun yalnız kalmaya ihtiyacı varsa, tepesine binip sevgi performansları yapmayacaksın.
Öğren:
Birlikte yeni şeyler görmeye, öğrenmeye, yeni maceralar yaşamaya bakacaksın. İlişkinin enerjiye ihtiyacı varsa, kendini akışa bırakmayacaksın.
Antrenman yap:
Birbirinize çok yapışıp kaldığınız anlarda derhal ufak çaplı tek başına yaşama antrenmanları yapacaksın. Ona da yaptıracaksın! Bu, ilişkiye yeni enerji girişini sağlayacaktır.
Dikkat et:
Bu en önemli emirdir. En önemli şey ilişkiniz değildir. En önemli şey, o ve sensin; ayrı ayrı... İkiniz de birer insansınız.. Onu ve kendini olduğun gibi kabul etmeye dikkat et...
İlk hissedilen duygular asla yalan olamaz, bende olmadığı gibi, sevdim gerçekten sevdim.
Ama sevilmekte önemli... Aslında mektup yazmasını sevmediğim gibi bilmediğimde gerçektir.
Bu mektup eline geçmeyecek ama olsun belki sana anlatamadığımı kendime anlatırım. Yalanlar yalanlar yalanlar...! Gerçekleri bile olumsuz kılacak kadar güçlü, soğuk ve itici bir durumdur. Aşkım sevgilim seni çok seviyorum dediğim anlar yalan değildi.
Yalan olan kavuşmamızın en başta senin ve bazı olumsuzlukların olduğu ve beni istemeyeceğin gerçeğidir. Ben mutlu olayım diye, verdiğin karşılık şimdi bana acı veriyor.
Hayaller kurdum savaştım savaştım,. 3.kasım Pazar günü hayata yeniden gözlerimi açtığımı sandığım. Çok güzel ve o kadar da beni üzen ve kıran tarihtir..1 ay ,15 gün ,1 gün derken ve o gün yaklaşmıştı, heyecanlıydım koşa koşa geldim.
Belki bir çiçek bile sunamadığımın burukluğu vardı içimde ama telafi ederim düşüncesindeydim. Ama kavuşmaz olsaydık sarılırsın diye beklerken, artık görüşemeyeceğiz demen her şeyi belirleyen bir kelime idi.
Kazandığım savaşın renkli buğusuna çok kaptırmışım demek ki kendimi.... Sana söyleyecek bir kelime bulamıyordum. Kelimeler boğazımda düğümlenmişti sanki, nerdeyse ağlayacaktım.
Bu mektubu kendimi toparlarım diye geldiğim o yerde yazıyorum gecenin bu saatinde seni düşünmek ne güzel, düşünülmesemde olsun farketmez. Soğuk bir hava, senin sıcaklığınla duygu doluyum, ama yazdıklarımdan bende bir şey anlamıyorum.
Neyse zaten eline geçmeyecek bu...... Sen yoksun sevgilim olmayacak mısın?.. İçimde bir korku var, sanki bir şey olacakmış hissine kapılıyorum. Bugün yola çıkacağım sabahın ilk ışıklarında biletimi almış olacağım. Korkular işte, hiç bırakmıyor peşimi, Şuan zaten çok kötü bir durumdayım.
Yalan işte, adını beyaz yalan koyalım... Seni alacak götürecek meçhule beni istemen artık hiç önemli değil. En azından aileni ve kendini düşün, bak ben ne haldeyim. Beni düşünen var mı? sende düşünme boşver. Artık rahatsız edilmeyeceksin.
Hayatına girmeyeceğim. Beni öldü bil, ben öldüm varsay. Ama şunu unutma!.. Seni çok ama çok seviyorum. Şu andan itibaren gönlüme kilit vuruyorum. Sevda yasak bana,
artık sevmeyeceğim. Kendinle birlikte beni de öldürdün, son nefesimi veriyorum hissine kapıldım dedim ya, şuan gözlerimden yaşlar boşalıyor bir görsen ahhhh!!!...
Dayanamazsın ama acınmaktan nefret ederim. Boş ver görme bilme, ben mutluyum seni unuttum, aldattım varsay, ve sende kendini düşün sadece... Yaa baksana denizler bile beni anlamıyor surat asmış bana çok soğuk davranıyor tıpkı senin gibi..
Aşkım sevgilim, aramızda olumsuz olan şeyleri bir kenara fırlatsan, hep yanında olsam, başını yaslayabileceğin güveneceğin birdost, bir arkadaş, bir sevgili olsam sana, ne olurdu be, canım yanıyor, aşkım yüreğim yanıyor, sevgilim ama sen hissetmiyorsun.
Çünkü belki birgün ben öldüm haberini alırsın. O zaman beni anlarsın, kaybettiğine ağlarsın...Ne o ağlıyormusun? seni üzenler mi var. Ben yanındayım sevgilim, sen yoksun.Yine kayboldun, nerdesin gel yanıma, çok korkuyorum aşkım, Neden neden, diye sormak istiyorum.
Yine hüzün...ben sevdim yine eller almasın. Beni yakan hasret olmasın...
Yine yalnızlık baş ucumda bekliyor beni, sevgimizi kıskanıyor. Nasıl yenebiliriz hiç düşündün mü? ne yapmalı nasıl kazanmalı.
Sevgim gün geçtikçe büyüyor altında eziliyorum.Sana bağlamışım kendimi, istesemde çözülemem, bir bilmece gibi.
Bazen çok zor, bazen çok kolay, ben zor olanı seçmişim. Seni sevmenin sana ulaşmanın zorluğunu her geçen gün daha iyi kavrıyorum.
Senden çok şey öğrendim, sende öğreneceksin. Güzel olan nedir biliyor musun? Her şeyi paylaşıyorsun işte ben seni bu yüzden çok seviyorum. Seni bu çileden kurtarmaya söz verdim. sbiliyorum. Sensizken cenneti neyleyim. Aşkım sevgilim seni seviyorum .. sevemediğin ama çok seven birisi......

Kırgınlığım Aşka...Sen Üstüne Alınma sakın...
Biliyorum konuşacak birşeyimiz kalmadı, paylaşacak hiç birşeyimiz yok.Yine de yüreğimden gücümün yettiği yere kadar sana sesleniyorum, seninle konuşuyorum...Bugün sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım.,sevgimi aldım avuçlarımın arasına,ona sığınıyorum...
Cümlelerimi kısalttım hayata karşı hep kısa cümleler kuruyorum bir sen sözkonusu olunca uzayıp gidiyor cümlelerim.
Kelimelerim buruk,dudaklarımda istenmeyen eğreti duran gülüşlerim yarım...
Bir ihtimal gelişine sığındığımı farkettiysem de engel olamadım gurursuz ama umutlu hasretine...Bugün gönlümü hoş tutmak istiyorum,imkansız olan her rüyaya inanasım geliyor...Bir çocuk gibi isteklerimi bastıramıyorum...
Çalmayan telefonuma elim gidiyor.
Sana halen bende olduğunu ısrarla yazmaya çalışıyorum...Bende olan seni, hiç kırmadım,değiştirmedim ve hep korudum desem de, sendeki benin nasıl olduğunu, gülüp gülmediğini anlamsız bir sıkıntıyla merak ediyorum...
İçimdeki güzelliğine inanıp inanmamanı artık umursamıyorum! Üşüyorum, bu üşüme yalnızlığımdan geliyor ve sarıyor her tarafımı...Tutunabileceğim hiç bir güzellik yok,hatırlamaktan usanmayacağım anılarım dışında...
Isınabilmek için onlara sarılıyorum.Anlamsız ve cevapsız sorular hınzırca sırıtıyor,ben görmemeye çalışıyorum...Düşler uzak gibi görünüyordu ama yakındı...Belki de görmeyi istemek gerekiyordu...Gözlerini aç desem kapatacaksın ama kapatma gözlerini!
Kendime bir demet papatya aldım ama bakmadım falıma...Gözlerimi gelişlere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemiş itiraf etti sonunda...Düşüncelerim gururlu,hayallerim ve sevdam değil...
Gelseydin kendimi unutup sana koşacaktım, susturacaktım içimdeki isyanı,kavgaların ortasında bir güneş gibi doğup ısıtacaktım yüreğini, sevinçten ağlayacaktım bu defa,mutluyken hemen sarhoş olmuşum gibi dokunacaktım,sarılacaktım.
Ama gelmedin,gelemezdin belki de gelmeye de hiç niyetin yoktu aslında...Kendimi kandırdığımı anladığımda ağlıyordum...
Eskiden kimi şarkıların ne kadar anlamlı olduğunu düşünürken, şimdi ayrılığın ardından çalınan her şarkı umutsuzluğumu ve sevgimi anlatıyormuş gibi geliyor...
Sevdiğim ne çok şarkı varmış, bunu senin yokluğun gösterdi bana...Her şarkıda sen varsın,her yerde, her gördüğüm insanda,denizde,gecede,uykumda ve uyanık gördüğüm düşlerin içinde...Nasıl beceriyorsun her yerde olabilmeyi...Bu bir marifetse eğer, neden benim yanımda değilsin ki?
Gözyaşlarım asiliğini yitiryor ve yenik düşüyorum sevdana...
Gittin! Belki de hiç gelmemiştin. ben geldiğini sandım...Ayak uyduramadım yorgunluğuna...Dudaklarına düşlerindeki öpüşü konduramadım...
Kimi zaman bir çocuk oldum gülüşlerinde şımaran, kimi zaman bir kadın dokunuşlarında kendini bulan...Ama! En çok da imkansızın oldum, imkansızım oldun! Her gelişimde bir kez daha gönderdiğin oldum...
İnanmadığın,yenemediğin,üzerinden atlayamadığın korkuların oldum...Ağladığın, bağırdığın ya da sustuğun isyanın oldum, sessizce boşalan gözyaşların,birikmişliğin oldum...Yüreğindeki kadın ben olmak isterken yüreğine sığınan ve tozlanacak olan bir anı oldum...
Haketmediklerin,artık yeter dediklerin ve her şeyin olmak isterken belki de hiç bir şeyin oldum...Söylesene ben gerçekten senin neyin oldum? Sesin hep uzakları çağırıyordu, ben üstüme alındım, sana geldim...
Bilseydim bana ait olmayan bir seslenişi sahiplenir miydim hiç?
Şimdi bir mevsimlik bir aşk kaldı avuçlarımda sadece bir mevsim yaşanan ama bir ömür gibi gelen bir aşk...
Kalbime henüz söyleyemedim gittiğini,öğrenirse onun da acı çekmesinden korkuyorum...Seni hala benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum...
Gittin! Sevdamın yokluğuna alışabilirim belki ama sesinin uzak yolların sonunda olması acıtıyor içimi...Suskunluğun en büyük silahındı,suskunluğunla vurdun beni asıl acı olan,canımı acıtan unutulmak...
Söylesene unutulmak kime yakışıyor?
Unutan sen olsan da sana bile yakışmıyor...
Merak etme, üstüne giydirmedim, giydiremedim bu duyguyu, unutulmayan olmak sende daha güzel duruyor...Görüyorsun işte, aşka ve sana ihanet edemiyorum.
Benim kırgınlığım aşka...
Sen üstüne alınma... 01:45
Benim canım
yinemi sensiz kaldım. yoksa dibi olmayan bir kuyuyamı düştüm farketmeden ,gözlerinmiydi aydınlatan dünyamı?
nerelerdesin.
kaderimizmiydi bu . bunumu reva gördüler bize.
sensiz ölürüm diyordum ama bunuda beceremiyorum.
hayır sakın yanlış anlama
sana gel demiyorum aksine git, git istediğin yere
ama dilerdim ki istediğin yer benim yanım olsun.
sana gel demiyorum .ama ruhum yüreğim dinlemiyor beni ,
sen duymasanda...
hep gidersen diyordum,ama bunu hiç düşünmüyordum
sanki hiç sensiz kalmayacaktım ...
çünkü insan ruhu olmadan yaşayabilir mi?
ruhumdun sen benim.
ama şimdi yoksun.
bir kerecik daha ,başımı yaslasam omzuna.
saklasan beni dünyamın çirkin yüzünden...
yeniden nefes alabilsem,
ellerinin sıcaklığı
bakışlarının ışıltısı bu kadar uzakmı olacak tı
özledim seni,
ama yinede ,
boşver sen beni ,istediğin yere git.
ama dilerdim ki...
,,
BÜYÜK İNSAN
At savur at sevdayı bir yere fırlat
Bitti sayıp acıyı kaldır öyle at..
Sor herkeze sor acılar unutuluyor
Ağlayınca gözlerinden silinmiyor
Aşk herdafasında bak bulunuyor
Bırakırım zamanı öyle birazda
Sen olmadanda yine geçer nasılsa
Hatırla bunları sakın unutma
Diyordun ama o zaman gülüyordun
Yanımdaydın canımdaydın
Şimdi nasıl geçer bu ömür...
Susma söyle nasıl yaşar böyle insan
Susma konuş hadi anlat büyük insan
Söyle bir aşkmı çare olurdu zaman mı böyle
Kaldırıp atardık ya sevdayı..
Susma söyle nasıl yapar bunu insan
Susma nasıldı anlat hadi ayrılırsam
Söyle hayatmı çare bulurdu kendim mi böyle
Büyük aşklar böyle mi biterdi???
At silip at aşkları bir yere fırlat
Bitti sanki derdini kaldır öyle at..
Sor ne olur sor sen benden ayrılırsan
Ne olur düşünde bir ömür durdursam
Aşk herdafasında bende ararsan
Bırakırım kendimi öyle birazda
Sen olmadanda ben yaşarım nasılsa
Hatırla bunları sakın unutma
Diyordun ama o zaman gülüyordun
Yanımdaydın canımdaydın
Şimdi nasıl geçer bu ömür...
Susma söyle nasıl yaşar böyle insan
Susma konuş hadi anlat büyük insan
Söyle bir aşkmı çare olurdu zaman mı böyle
Kaldırıp atardık ya sevdayı..
Susma söyle nasıl yapar bunu insan
Susma nasıldı anlat hadi ayrılırsam
Söyle hayatmı çare bulurdu kendim mi böyle
Büyük aşklar böyle mi biterdi???
Susma hani aşk insanı zaten bulurdu
Susma hani yıllar aşka çare olurdu
Söyle yıllar mı daha hızlı bir kurşun mu
Böyle sensiz hergün biraz yok oluş mu...

Sen Uzaklardayken...
Sana dokunmak istediğimde uzaktaydın, uyuduğumda gecede, beklerken kayıptın.
Karanlık bir odadayım. Yüreğime senin nefesini çekiyorum. Aynalar yüzüme gülüyor alaylı alaylı.
Aynalarda sensizliğimi ve bakamadığım yüzünü görüyorum. Ne kadar uzaksın bana? Başımı çevirdiğimde göremiyorum gözlerini, oysa kalbimde hissediyorum kalbinin kıpırtılarını. Bir yaz yağmuruydu seni alıp götüren.
Söz vermiştin oysa bir sonbahar akşamı döneceğim diye; kalbime sonbahar geldi; sen yine gelmedin. Sığındım; biçare sensizliğime, senin yerini tutmasa bile; Yinede bir umut besliyorum ölümle yoğrulmuş ve sen gittin gideli dallarını köküne salmış ay ışığı ile beslenen yüreğimde.
Artık ne güneşin doğmasına izin veriyor nede yağmurun yağmasına yüreğim. Sen gittin diye; Çocuksu duygularımla besliyorum gitmesin, terk etmesin diye beni yüreğim. Masal kahramanlarımda terk etti beni, suçlu benmişim gibi. Bembeyaz aşklarda kaldı doyasıya kullanamadığım gülümsemelerim.
Sen gittin gideli yıldızlara takılır gönlüm, inadıma resmini çizer, ölüm kokan yıldızlar; ben bayılırım. Çok uzakta bir sen görürüm hayalimde, koşarım kavuşmak, koklamak, sarılmak için sana; her adım uçurum olur; ölürüm.
Her adım sen olur. Uyanırım; gözlerimden bir damla sen düşer, ağlamaklı olurum. Gecenin karanlığı korkutur, göz yaşlarım boğar beni. Bulut bulut sen gelirsin;kurtuldum derim;alır beni sensizliğe atarsın. Ben ağlarım.Biraz eskitilmişte olsa senin bu sevda;gel gel de al diye çığlık atarım yıldızlar sağır olurcasına.
Sana dokunmak istediğimde uzaktaydın, uyuduğumda gecede, beklerken kayıptın. Yalan kadar doğru, gerçek kadar acı, dokunacak kadar yakın, göremediğim kadar uzaktın.
Sen uzaktın;
Sen uzaklardayken
Ben yıldızları seyrettim,
Tutam tutam ışıklarını çekip içime.
Sen uzaklardayken
Ben gidişini resmettim,
Yıldızlardan aldığım beyazlarla.
Karanlığı tuval yapıp ayrılığı yok ettim.
Sen uzaklardayken
Ben yıldızları boyadım, ölümle.
Ayrılığı soktum aralarına, anlasınlar aşk acısını diye.
Ayı öldürdüm, sensizliğimi hatırlatmasın diye.
Sen uzaklardayken
Ben şiirlerini okudum çatlamış fısıltılarla.
Bin kez dokundum yazamadıklarına
Anlamaya çalıştım anlatamadıklarını.
Sen uzaklardayken
Ben senli hayaller kurdum,
Kimsesiz çocuklardan çaldığım hayal tozları ile.
Yüzüne bakamadım ağlatırsın diye.
Sen uzaklardayken
Ben kaderimi parçaladım.
Yazgımızın değişmesini istedim.
Yaşanmış tüm günahları üstlenip ateşinle kavruldum.
Sen uzaklardayken
Ben göz yaşlarıma sevgimi gömdüm.
Dudaklarımdan çıkan her sözcükte hayat bulsun,
Yüreğime serpilsin diye.
Sen uzaklardayken
Ben mum ışığına resmini çizdim.
Mum gibi bu ayrılık erisin diye.
Sen uzaklardayken
Ben, beni bırakıp gittiğin yoldan hiç ayrılmadım.
Her giden otobüsün arkasından el sallayıp,
Her gelen otobüste inmeni bekledim;
Sen uzaklardayken
Ben;
Hep dönmeni bekledim.
|
|
 |
|
|
|
Parani ver,gonlunu ver,canini ver,
ama sirrini verme.
isini beyen,asini beyen,esini beyen,
ama kendini beyenme.
Emek ver,kulak ver,bilgi ver,
ama bosverme.
Fidan buyut,cocuk egit,yoksul besle,
ama kin besleme.
gonul al,dost al,
ama beddua alma.
Dogrul,savrul,evril,devril,
ama egrilme.
davet et,hayret et,affet,
ama ihanet etme. |
|
Hiçbir kalemin cesareti yoktur
bu yürekteki yıkılışı yazmaya...
Geceler korkak, geceler korkulu,
geceler korkunç...
Sabahına uyandığım her gün yapayalnız...
Sensiz... Sessiz... Görmezsin...
Kırılmışlıklarımız var içimizde
Bizden başka kimsenin daha iyi bilemeyeceği;
Sevdalarımız var kıyıda köşede gizli saklı
yaşadığımız Ama yine de umutlarımız var
geleceğe dair Biliyoruz yaşadığımız
hiçbir gün benzemeyecek bir
Diğerine Pişmanlıklarımız da olacak,
keşkelerimiz de Öfkeleneceğiz belki
sevdiğimize Olmadık sözler söyleyip
inşallah sende diyeceğiz gününbirinde
Bir zaman sonra geçecek öfkemiz
Ve merak edip ne yaptığını
Uzaktan bir selam göndereceğiz
merhaba diye Her yaşadığımız
kötü şeyin faturasını ona keserken
Yavaş yavaş daha iyi anlayacağız
Suçluyu sormamaya başlayacak kalbimiz
Ve mecburiyetten gelen bir kabullenme olacak
elimizdeki Bazen her şeye
kendi açısından bakar insan elindeolmadan
İşte biz o gün birde dönüp kendimize bakacağı
z Canımızı bir tek o mu yakmıştı
Bu ilk miydi acaba Küçükken kanayan
dizlerimizdi Şimdi ise yüreğimiz. |
|
|
 |
|
|
|
|